Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

hava akımı

  • 1 hava akımı

    Luftstrom m

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > hava akımı

  • 2 hava akımı

    İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > hava akımı

  • 3 hava akımı

    n. current of air, draught, draft
    * * *
    1. air current 2. air stream 3. airflow

    Turkish-English dictionary > hava akımı

  • 4 hava akimi

    жьызэпео/ жьызэпеуэ

    Турецко-адыгский словарь > hava akimi

  • 5 hava akımı

    air current, draught

    İngilizce Sözlük Türkçe > hava akımı

  • 6 hava akımı açısı

    airflow angle

    Turkish-English dictionary > hava akımı açısı

  • 7 aşağıya doğru hava akımı

    n. downdraught

    Turkish-English dictionary > aşağıya doğru hava akımı

  • 8 yükselen hava akımı

    n. upcurrent

    Turkish-English dictionary > yükselen hava akımı

  • 9 hava

    "1. air, atmosphere. 2. weather. 3. climate. 4. the sky. 5. law air rights. 6. wind, breeze. 7. melody, tune, air. 8. mus. pitch of a note. 9. one´s pleasure, whim; mood, humor, state of mind. 10. atmosphere, prevailing emotional state. 11. style, style of expression. 12. environment, social environment. 13. nothing, bosh. 14. airs, affectation. -dan 1. free, for nothing, without any effort, as a windfall, out of the blue. 2. empty, worthless. -ya 1. upward, up. 2. uselessly, to no avail, in vain. - açmak/açılmak for the sky to clear. - akımı draft, draught, current of air in an enclosed space. - akını air raid, air attack. - almak 1. to breathe fresh air. 2. to absorb air, take in air. 3. slang to end up getting nothing, go home empty-handed. - atışı basketball jump ball. - atmak slang 1. to put on airs. 2. to speak claptrap. - basıncı atmospheric pressure. - basmak 1. /a/ to blow up, inflate. 2. slang to give oneself airs, blow oneself up. 3. slang to speak claptrap. - boşaltma makinesi vacuum pump. - boşluğu 1. air pocket, air hole, downdraft (as felt in an airplane). 2. air shaft, air well (in a building). - bozmak for the weather to turn stormy or rainy. -yı bozmak to dampen the spirits of a group. - bulanmak for the weather to turn rainy. -sını bulmak to begin to feel happy, get into a good mood. - cereyanı draft, draught, current of air in an enclosed space. - çarpmak /ı/ for the wind or weather to affect (someone), cause (someone) discomfort. - çekici pneumatic hammer, air hammer. - değişimi 1. change of air, moving to another climate for medical reasons. 2. change in the weather; climatic change. - değiştirmek to move to another climate for medical reasons. - deliği 1. ventilation hole. 2. ventilation conduit (in a building). - durumu weather conditions. - düzenleyicisi air conditioner. - filosu air fleet. - freni air brake, pneumatic brake. - geçirmez airtight, airproof, hermetically sealed. - gemisi airship, dirigible. -ya gitmek to be in vain, be wasted. -nın gözü yaşlı olmak to threaten rain. - haznesi mech. air chamber. (birine göre) - hoş olmak (for something) not to matter (to someone). - hukuku air law. - iyi/fena esmek for things to be going well/badly. - kabarcığı air bubble, bubble. - kaçırmak to lose air. -da kalmak 1. to be up too high. 2. to be up in the air, be left in suspense, not to come to a conclusion. 3. to be left unsupported or unproved. - kanalı air conduit. - kapağı air valve. - kapanmak for the sky to be overcast. - kararmak 1. for night to fall; to get dark. 2. for the sky to become heavily overcast, get dark. - kesesi zool. 1. air bladder, gas bladder, swim bladder. 2. air sac (in birds and insects). - keşfi mil. air reconnaissance. - kırılmak for cold weather to break; for weather to begin to warm up. - kirliliği/kirlenmesi air pollution. - korsanı skyjacker, air pirate. - köprüsü airlift. - kuvvetleri air force. - meydanı airfield, landing field; airport. -sı olmak (for someone) to have a warm, attractive personality. (birinde bir kimsenin) -sı olmak to have something about (her/him) which reminds one of (someone else), resemble (someone). - oyunu futures, speculative trading in futures. -ya pala/kılıç sallamak to waste one´s energy. - parası 1. key money, cash payment demanded of a new renter before he takes possession. 2. money paid beyond what can be shown on a receipt. - patlamak for a storm to break. - payı margin of safety. - raporu weather report. -ya savurmak /ı/ 1. to throw (something) up into the air. 2. to spend (money) foolishly, throw (money) to the winds. - sıkmak slang to be a bore; to be a pain. -dan sudan 1. at random, randomly, of this and that. 2. random, of a random nature. - tahmini weather forecast. - tahmin raporu weather report. - tebdili change of climate (necessitated by ill health). -ya uçmak to be blown up, be blown sky-high. -ya uçurmak /ı/ to blow (something) up. -sına uymak /ın/ to adap

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > hava

  • 10 akım

    İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > akım

См. также в других словарях:

  • hava akımı — is., meteor. Değişik sebeplerle atmosferde havanın yer değiştirmesi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hava — is., Ar. hevā 1) Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı 2) Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • CEREYÂN-I HEVÂ — Hava akımı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • akım — is. 1) Akma işi 2) fiz. Hava, su vb. akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan Gecenin hummalı sessizliği kulaklarında yüksek voltajlı bir elektrik akımı gibi vınlıyordu. A. İlhan Hava akımı. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ambarda kurutma — is. Kapalı bir yerde, güçlü bir vantilatör kullanılarak sağlanan hava akımı ile yeşil ve sulu yemlerin kurutulması …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurander — is., Fr. courant d air Hava akımı, cereyan İçtiğim Fernet in serinliği birdenbire kesildi; kuranderini duymaktan başka az evvel poyraz rüzgârı alan kalbim şimdi bir lav akıntısının altında! R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • türbülans — is., Fr. turbulence 1) Beklenen hızından farklı bir biçimde ve beklenmeyen yönlerden gelen şiddetli hava akımı 2) Ters akıntı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller türbülansa girmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yelpaze — is. 1) Sallandığında küçük bir hava akımı yapan ve özellikle yüzü serinletmeye yarayan, küçük, katlanabilir, taşınabilir araç Sarayında olduğu gibi başının üzerinde uzun saplı yelpazelerin serinletici nazik havasını istermiş. R. H. Karay 2) sf.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • troleybüs — is., Fr. trolley bus Şehir içi yollarda, bir hava hattından elektrik akımı alarak çalışan otobüs, telli otobüs, boynuzlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»